Çocuk ve Genç işçilerin çalışması geçmişten bugüne dek sorunlu bir durum olmuş ve birçok toplumsal sıkıntıyı beraberinde getirmiştir. Bedensel ve psikolojik gelişimlerini henüz tamamlamadan çalışmaya başlamış çocuklar, yetişkinler karşısında kendilerini koruyacak pozisyonda olmamaları, haklarını bilmediklerinden kendilerini savunamamaları nedenleri ile istismara açık hale gelerek çalışma alanlarında sömürülmüşlerdir. Bu sebeple uluslararası düzende ve Türk Hukukunda çalışan çocukların iş güçlerinin, saygınlığının, eğitim, sağlık, sosyal ve ekonomik haklarının korunarak sosyal güvenceden yararlanabilmeleri ve sağlıklı çalışma koşullarında çalışmaları için düzenlemeler yapılmıştır.
A. Çalışan Çocuklar ve Genç İşçiler Hakkında Uluslararası Sözleşmelerde Yapılan Düzenlemeler
Uluslararası hukukta ilk olarak 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ile çocukların korunması ile ilgili haklar güvence altına alınmıştır. 1959 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından BM Çocuk Hakları bildirgesi kabul edilmiştir. Çocukların uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmaması ve fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmaması gerektiğine dair ilkeler Çocuk Hakları Bildirgesi'nin 9.Maddesi ile korunmuştur. Son olarak 1989 tarihinde BM Çocuk Hakları Bildirgesi düzenlenerek Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edilmiştir.
Bütün bu çalışmalarda öncelikli olarak çocuğun yüksek yararı ilkesine yer verilmiş ve çocukla ilgili yapılacak düzenlemelerde bu ilkenin temel alınması gerektiği belirtmiştir. Nitekim BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesinde çocuğun yüksek yararı ilkesine değinilmiş, 12. maddesinde ise çocuğun düşünce ve görüşlerine saygı ilkesine yer verilmiş ve çocukla ilgili yapılacak düzenlemelerde bu ilkelerin temel alınması gerektiği belirtmiştir. Sözleşmenin 14. maddesinde ise çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına saygı gösterilmesi şeklindeki düzenleme ile çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi güvence altına alınmıştır.
Çocuk işçilerle ilgili en önemli çalışmaları Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yapmaktadır. ILO’nun hazırladığı son rapora göre 2020 yılında dünya genelinde 160 milyon çocuk işçi olduğu tespit edilmiştir.[1]Önceki küresel çocuk işçiliği raporu dikkate alındığında, son rapora 8 milyon çocuk işçi daha eklendiği görülmüştür. Belirtilen 160 milyon çocuk işçiden 79 milyonunun ise uluslararası mevzuata göre tehlikeli işlerde çalıştığı anlaşılmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü, 2020 yılında çocuk işçiliğini 3 alt türe ayırmıştır. . Bunlardan ilki Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri olarak nitelendirilen çocukların alınıp satılarak ya da borç karşılığı iş gördürülerek köleleştirilmesi, fuhuş ya da pornografik içerikli gösteri ve yayınlarda kullanılması ya da uyuşturucu alım satımı benzeri yasa dışı işlerde kullanılması gibi bazı uygulamalardır. İkincisi çocukların sağlıkları ve güvenlikleri açısından tehlike oluşturan işlerde ve şartlarda çalıştırılmalarıdır. İkinci grup çocuk işçiliği de Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi ile çocuk işçiliğinin en kötü biçimi olarak nitelendirilmiş ve taraf ülkeleresonlandırılması için acil önlemler alma yükümlülüğü getirilmiştir.
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından çocuk işçiliği olarak tanımlanan ve kaldırılması hedeflenen üçüncü grup ise ülkelerin ulusal mevzuatlarınca getirilmiş asgari çalışma yaşının altındaki çocuk çalışmasıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre bu üç grubu içine alan çalışmalar çocuk işçiliği olup ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bunun dışında kalan çalışmalar Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından çocuk işçiliği olarak nitelendirilmemektedir.
B. Çalışan Çocuklar ve Genç İşçiler Hakkında Türk Hukukunda Yapılan Düzenlemeler
Türk Hukukunda ise ilk kez 1961 Anayasası’nın 43. Maddesinde düzenleme yapılmış ve "Çocuklar, gençler ve kadınlar, çalışma şartları bakımından özel olarak korunur." hükmü ile çocukların, çalışma hayatında korunması anayasal düzeyde güvence altına alınmıştır. 1982 Anayasasının 50. Maddesinde ise küçüklerin çalışma hayatında korunmasına ilişkin haklar hüküm altına alınmış ve son olarak 2010 yılında ilgili anayasanın 10. maddesi ile "Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz." şeklinde düzenleme yapılarak çocuklara yönelik haklar anayasal düzende güvence altına alınmıştır.
Türk Hukukunda çalışan çocuklar için anayasal güvenceler dışında kanunlar ve yönetmeliklerde de önemli hükümler bulunmaktadır. Bunlar; 4857 sayılı İş Kanunu, 3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitim Kanunu, 1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu, 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu, 818 Sayılı Borçlar Kanunu vediğer bazı kanunlarda düzenlenmiştir.
İlgili kanunlarda düzenlenen sınırlandırmalar ve kavramlar şu şekildedir; [2]
4857 sayılı İş Kanunu’na göre; onsekiz yaşından küçükler “çocuk” ve “genç işçiler” olarak iki kategoriye ayrılmaktadır. “Çocuk” ifadesi on beş yaşından küçükler için kullanılmakta, “genç işçiler” ifadesi ise; on beş yaşını tamamlamakla beraber on sekiz yaşını bitirmemiş kişiler için kullanılmaktadır.
On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilir.
On dört yaşını doldurmamış çocuklar ise, bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde yazılı sözleşme yapmak ve her bir faaliyet için ayrı izin almak şartıyla çalıştırılabilirler.
İş Kanunu'nun 71. Maddesinin 3. Fıkrasına istinaden yürürlüğe giren Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 4. Maddesinde ise çocuk işçiler "14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi" olarak tanımlanmıştır. Genç işçiler ise "15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi" olarak tanımlanmıştır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSGK) md. 3/1-e‘de ise “genç çalışan” kavramı ile 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış çocuklar ifade edilmiştir. Yine ilgili kanuna göre 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış çırak ve stajyerlerin İSGK kapsamında genç çalışan olduğu belirtilmiştir.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında; mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarından mezun olan meslek sahibi on altı yaşını doldurmuş genç işçilerin; sağlığı, güvenliği ve ahlakının tam olarak güvenceye alınması şartıyla Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ekinde belirtilen sınırlamalara bağlı kalmaksızın ihtisas ve mesleklerine uygun işlerde çalıştırılabileceği düzenlenmiştir.
Çocuk istismarının önlenmesi ve ancak fiziksel ve ruhsal durumlarını sıkıntıya sokmayacak işlerde çalışabilmeleri için 4857 sayılı İş Kanunu ve Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ekinde çocukların çalışmasına izin verilen işler sayılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesinde 15 yaşını doldurmamış çocukların çalışması yasaklanmıştır. 73. maddede ise on sekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin sanayiye ait işlerde gece çalıştırılması yasaklanmıştır. İlgili yasal düzenlemelere uymayan işveren veya işveren vekiline ise 104. madde gereğince beş yüz milyon lira para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yönetmeliğe göre ise; On dört yaşını bitirmiş ve ilköğretimini tamamlamış çocuk işçilerin ancak Yönetmeliğin 1 numaralı ekinde belirtilen hafif işlerde çalıştırılabileceği, on beş yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin yönetmeliğin 2 numaralı ekinde çalışmalarına izin verilen işlerde, on altı yaşını doldurmuş fakat on sekiz yaşını bitirmemiş genç işçilerin ise yönetmeliğin 3 numaralı ekinde çalışmalarına izin verilen işlerde çalıştırılabileceği düzenlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu ve Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ekinde ayrıca çocuk genç kişilerin çalışması yasaklanan işler düzenlenmiş ve çalışma koşulları için özel sınırlandırılmalar getirilmiştir.
İş Kanunu’nun 72. maddesine göre; maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yeraltında veya sualtında çalışılacak işlerde 18 yaşını doldurmamış erkeklerin (ve her yaştaki kadınların) çalıştırılması yasaktır; m. 85’e göre; 16 yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamazlar; m. 85/II’ ye göre; 16 yaşını doldurmakla birlikte 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin çalıştırılabileceği ağır ve tehlikeli işler için bir yönetmelik hazırlanacağı ve ancak bu kapsamda çalıştırılabileceği belirtilmiştir.
İş Kanunu m. 73/I’de ise; “Sanayiye ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.” hükmü düzenlenmiştir.
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesinde ise Kanun’a paralel olarak “Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak isçiler ile 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin işe girişlerinde, işin niteliğine ve şartlarına göre bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı olduklarının fizik muayene ve gerektiğinde laboratuvar bulgularına dayanılarak hazırlanan hekim raporu ile belirlenmesi zorunlu kılınmıştır.
İlgili Yönetmelik’in 5. maddesinin 6. fıkrasında ise “ …yaş kayıtlarına bağlı olarak müsaade edilen işlerden olsalar dahi hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde, alkol, sigara ve bağımlılığa yol açan maddelerin üretimi ve toptan satış işlerinde, parlayıcı, patlayıcı, zararlı ve tehlikeli maddelerin toptan ve perakende satış işleri ile bu gibi maddelerin imali, işlenmesi, depolanması işleri ve bu maddelere maruz kalma ihtimali bulunan her türlü işlerde, gürültü ve/veya vibrasyonun yüksek olduğu ortamlarda yapılan işlerde, aşırı sıcak ve soğuk ortamda çalışma gerektiren işlerde, sağlığa zararlı ve meslek hastalığına yol açan maddeler ile yapılan işlerde, radyoaktif maddelere ve zararlı ışınlara maruz kalınması ihtimali olan işlerde, fazla dikkat isteyen ve aralıksız ayakta durmayı gerektiren işlerde, parça başı ve prim sistemi ile ücret ödenen işlerde, eğitim amaçlı işler hariç iş bitiminde evine veya ailesinin yanına dönmesine imkan sağlamayan işlerde, işyeri hekimi raporu ile fiziki ve psikolojik yeterliliklerinin üzerinde olan işlerde, eğitim, deney eksikliği, güvenlik konusunda dikkat eksikliği getirme ihtimali olan işlerde, para taşıma ve tahsilat işleri ile 4857 sayılı İş Kanununun 69 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gece dönemine rastlayan sürelerde yapılan işlerde 18 yaşını doldurmayan işçiler çalıştırılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Çocuk ve genç işçilerin günlük çalışma sürelerine ilişkin ise; Temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma saatleri günde yedi ve haftada otuz beş saatten fazla olamayacağı ancak, 15 yaşını tamamlamış çocuklar için bu sürenin günde sekiz ve haftada kırk saate kadar arttırılabileceği, yirmi dört saatlik zaman diliminde, kesintisiz on dört saat dinlenme süresi dikkate alınarak uygulanacağı, okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde iki saat ve haftada on saat olabileceği, okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri birinci fıkrada belirtilen çalışma sürelerini aşamayacağı, iki saatten fazla dört saatten az süren işlerde otuz dakika, dört saatten yedi buçuk saate kadar olan işlerde çalışma süresinin ortasında bir saat olmak üzere ara dinlenmesi verilmesi zorunluluğu hüküm altına alınmıştır.
SONUÇ
Uluslararası mevzuatlarda ve Türk Hukukunda yapılan düzenlemelerdeki en önemli motivasyon, çocukların özel ilgiye ve yardıma ihtiyaç duymasıdır. İlgili düzenlemelerle çocuk ve genç işçilerin fiziksel, ruhsal, ve sosyal gelişmelerinin korunması amaçlanarak insan onuru ve haysiyetini zedelemeyecek çalışma koşullarının oluşturulması amaçlanmıştır. Yeterli fiziksel ve ruhsal olgunluğa erişmemiş çocukların, çalışma hayatlarında, kendilerini ezdirmeden var olması özellikle ülkemizde oldukça güçtür. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de de belirtildiği üzere; çocukların kişiliğinin sağlıklı gelişebilmesi ve bireysel bir yaşam sürdürebilmeleri için ilk önce çocuğun üstün yararı ilkesi benimsenmeli, çocuklara özgü güvence ve koruma gereksinimi yasalar çerçevesinde koruma altında tutulmalıdır. Bu noktada, güncel olarak uluslararası ve yerel çalışmalar yapılmalı, aksi uygulamalar için caydırıcı yaptırımlar düzenlenmelidir. Elbette ki bu çalışmaların sağlıklı yürütülebilmesinin en önemli şartlarından biri düzenli ve sıkı denetimler yapılması ve bu süreçte devletin her organının, sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket etmesidir. Bütün bu çalışmalar ışığında, ekonomik ve sosyal sebeplerle çalışmak zorunda kalan çocukların haklarının korunması ile ilgili yapılan her çalışma, özgürlük, adalet ve barış temelli sağlıklı bir toplumu beraberinde getirecektir.
KAYNAKÇA
[1] Dinç, İstemi Ceysu;İş Sözleşmesi İle Çalışan Çocukların Hukuki Durumu Yüksek Lisans Tezi”, Ankara, 2019
[2] Gümrükçüoğlu, Y. B. "Mevzuatımızda Çocuk Ve Genç İşçilerin Çalışma Yaşamında Korunmasına İlişkin Düzenlemelere Genel Bir Bakış". Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 15 (2013 ): 481-546
[3] Kılıç, Şebnem “Türk İş Hukukunda Çocuk İşçi Kavramı ve Çocuk İşçinin Hakları”,
[4] Oğuz Balıktay, Senem, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisinden İstihdam ve Eğitim Uzmanı Nuran Torun Atış ile Çocuk İşçiliği Üzerine”
[5] Özeren, Esra Emine;”İş Hukukunda Çalışan Çocuk”, TBB Dergisi Sayı 52, 2004
[6] Tunçcan, Nilgün,”Çocuk İşçiliği: Nedenleri, Boyutları ve Küreselleşen Dünyadaki Konumu”, DergiPark
[7] Urhanoğlu Cengiz, İştar;“4857 Sayılı İş Kanuna Göre Çocuk Ve Gençlerin İş Sözleşmesi Ehliyetlerinin Sınırlandırılmasına Yönelik Düzenlemeler”, TBB Dergisi, 2012 Doç.Dr.Yeliz
[8] Balıktay, Senem, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisinden İstihdam ve Eğitim Uzmanı Nuran Torun Atış ile Çocuk İşçiliği Üzerine”
[9] Gümrükçüoğlu, Y. B. "Mevzuatımızda Çocuk Ve Genç İşçilerin Çalışma Yaşamında Korunmasına İlişkin Düzenlemelere Genel Bir Bakış". Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 15 (2013 )
Comentários